İş

Çin ile ticaretin önündeki lojistik ve düzenleyici engeller

Dış Ekonomik Çıkarlar Komitesi (DEİK) ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) işbirliğiyle yürütülen araştırmada, Türk iş dünyası açısından Çin’e yapılan ihracata odaklanıldı.

DEİK Türkiye-Çin İş Konseyi ve TÜSİAD Çin Çalışma Grubu Başkanı Korhan Kurdoğlu, Çin ile ticari ve ekonomik ilişkiler açısından her iki kurumun da büyük önem taşıdığını belirtti.

DEİK ve TÜSİAD’ın Çin’deki ekonomik ve sosyal gelişmeleri yakından takip ettiğini kaydeden Kurdoğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Çin’i ve iş yapma dinamiklerini anlamak ve anlatmak için birçok çalışma ve projeyi birlikte hayata geçiriyoruz. Bunlardan biri olan DEİK-TÜSİAD Çin’e İhracat Araştırma Grubu, Türkiye’nin Çin’e ihracatını artırmaya yönelik araştırmalar yapan bir platform. 2022 2017 yılında yaklaşık 45 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip olan Çin, Türkiye’nin değerli ticaret ortaklarından biridir.

Amacımız Çin ile daha istikrarlı ekonomik bağlar geliştirerek ülkemize katkı sağlamaktır. Türkiye ve Çin’de faaliyet gösteren şirketlerin ortasında kurulacak iştiraklerin de ilişkilerimize ivme kazandıracağını düşünüyoruz. TÜSİAD ve DEİK olarak Çin ile ekonomik bağlarımızı geliştirmek ve ihracatımızı artırmak için çalışıyoruz.”

Aracı şirketler öne çıkıyor

Açıklamada, 20 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren ve 1 ila 50 milyon ihracat değerine ulaşan büyük ölçekli firmaların üst düzey yöneticilerinin katıldığı “Türkiye’den Çin’e İhracatı Geliştirme ve Teklifler Araştırması” sonuçları açıklandı. dolar da paylaşıldı.

Buna göre Çin’e doğrudan markalı ve başka bir firma aracılığı olmadan gıda ve tarım ürünleri ihraç eden firmalar ankette öne çıktı.

Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında Türk firmalarının gelecekte Çin’e yüzde 10’luk bir oranla ihraç etmeyi planladıkları potansiyel “endüstriyel ürünler” elektrikli cihazlar, plastik ve mamulleri, demir çelik, tekstil; Yüzde 5 ile otomotiv ve yan sanayi, ilaç ürünleri ve mücevherat.

Potansiyel “tarım ürünleri”nin ortasında yüzde 15 ile diğer gıda ürünleri, yüzde 10 ile süt ve süt ürünleri ve bitkisel yağlar, yüzde 5 ile meyve, balık, sebze ve et yer aldı.

Finansman sorunu

Araştırmaya göre Çin’e yapılan ihracatta en sorunlu konu yüzde 40 ile lojistik. Bunu yüzde 35 ile Çin’deki yasal düzenlemeler, yüzde 30 ile finansman, yüzde 25 ile pazara giriş koşulları, yüzde 20 ile diğer sorunlar, yüzde 15 ile gümrük işlemleri ve yüzde 5 ile sağlık ve bitki sağlığı önlemleri takip ediyor.

Ankete katılan iş dünyası temsilcileri, geçtiğimiz dönemde Çin’de Kovid-19 tedbirleri nedeniyle yaşanan kapanmaların yol açtığı lojistik sıkıntıların, vize almada yaşadıkları zorlukların, bu ülkedeki yasal düzenlemelerin yol açtığı sorunların işlerini zorlaştırdığını belirtti. Çin pazarında yerel firmalarla rekabet edebilmek için Türkiye ve Türk ürünlerinin bilinirliği düşük. Çin pazarına girme ve pazarda tutunma noktasında yaşanan sıkıntılara dikkat çekti.

Türkiye’yi tanıdıkça Türkçe eserlere talep artacaktır.

Çin’de kapsamlı ülke tanıtımı ana odak noktası olmakla birlikte, son Çinli tüketicilerin Türkiye’yi tanımasıyla Türk ürünlerine olan talebin artacağına dikkat çekiliyor. Özellikle turizm sektöründe Çinli turisti Türkiye’ye çekecek çalışmaların yapılması, film ve dizi ihracatına değer verilmesi ve ticaret müsteşarlığı aracılığıyla belirlenecek büyük zincir marketlerin satın alma müdürlerinin davet edilmesi önerilmektedir. ve Çin’deki ataşeler.

Türk firmalarından “Made In Türkiye” vurgusu

Üst segment eserlerde “Made in Turkey” etiketi ile satış yapılmasının ülke bilinirliğinin artmasına yardımcı olacağını düşünen Türk firmaları, geliştirme ve ihracat komitesi kurarak ihracatı artırma potansiyeli için bir orta şirket işbirliği yeri kurmayı teklif ediyor. yüksek katma eserler.

İş dünyası, Çin’e sadece “ürün ihracatı” değil, “hizmet ihracatı” konusunda da çalışmak isterken, Çin’e yapılan ihracatta teşviklerin artırılmasını ve ticaret hacmi yüksek firmaların Çin’e girişlerinin kolaylaştırılmasını talep etti.

TÜSİAD ve DEİK, ankete katılan Türk iş dünyası temsilcilerinin görüşleri ile 11 unsurdan oluşan bir politika seti oluşturdu.

İki ülke arasındaki mal ticaretini dengelemek amacıyla Çin’in Türkiye için ithalat geliştirme programı oluşturması gündeme gelirken, bu ülkeye ihraç edilecek işlerle ilgili GTİP bazında yapılacak çalışmalar, çalışmalar katma değeri yüksek eserlerin Çin’e ihracatı için kamu ve özel sektör iş birliği ile gerçekleştirilecektir. platformlar bekleniyor.

Türkiye’den Çin’e yapılan e-ihracatın artmasına katkı sağlamak amacıyla, 2020’nin ortasında ticaretin tüm yönlerini ele alan “e-ticaret” alanında bir mutabakat zaptı (MoU) imzalanması tavsiye edilmektedir. İki ülkenin ticaret bakanlıkları arasında bulunan ve müzakereleri tamamlanan taraflara bir an önce .

Firmaların Çin pazarına girişleri, iş ortamı, yasal düzenlemeler, firma konumu hakkında bilgilendirilmesi, teşviklerin verilmesi istenmektedir. Çinli firmaların Türkiye’ye yatırım yapmasının Türkiye’nin ihracatına olumlu etkisi vurgulanarak, özellikle katma değeri yüksek alanlarda Çin’den yatırım çekmek için çaba gösterilmesi gerektiği vurgulandı.

ipsalahaber.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort